Myspace LayoutsGet your layout at Myspace Layouts
 
SEVGİLİDEN MEKTUPLAR
Aşk Menüsü  
  Ana Sayfa
  Tasavvuf
  Tasavvufi Sohbetler
  Tasavvufun Tarihçesi
  Tasavvuf Edebiyatı
  => Tasavvuf Müziği
  => Tasavvuf Edebiyatı Kurucularından Yunus
  Tasavvufi Şiirler
  Nakşibendiyye Silsilesi
  Son Peygamber
  Kimdir?
  Hayatı -Geniş Anlatımlı-
  Aşk
  Aşk...
  Aşk Nedir?
  Aşk'a Dair...
  Sohbetler
  Temel Dini Bilgiler
  Görüntülü Sohbetler
  Kıssadan Hisse...
  Allah Ve Resulünden...
  Kur-an'ı Kerim
  Veda Hutbesi
  Naatlar
  Kırk Hadis
  Esmaül Hüsna
  Tarih
  İslam Tarihi
  Osmanlı Tarihi
  Büyüklerden İbretli Sözler
  Efendimizden
  Yunustan
  Mevlanadan
  Çocuk
  Namaz Anlatımı -Resimli-
  Faydalı
  Fotoğraf Galerimiz
  Faydalı İlimler
  Semerkand
  Kaside-İlahi
  Radyoonbeş Dinle
  Anket
  İletişim
  İletişim 312
  Ziyaretçi Defteri
Tasavvuf Müziği

TÜRK TASAVVUF MÜZİĞİ

      Vural YILDIRIM
      
...güzel sesi dinlemede kalb huzuru
      
ve Tanrı'yle birleşme zevki vardır.
      Mevlana-Mesnevi

   İslam konusunda araştırma yapmak isteyenlerin karşısına oldukça karmaşık sorunlar çıkar. Bu sorunların nedeni, dünyanın bir çok coğrafi bölgesine yayılmış bu inancın kültüre göre, uygulanış ve algılanış farkıdır. Bu araştırmacıyı metod ve kaynak güvenirliği problemleri ile karşı karşıya bırakır.

   İslam kaynaklarını incelemeye çalışmak oldukça güç ve çetrefilli bir iştir. Yüzlerce yılın birikimi sonucu oluşan bu literatür, araştırmacıyı ezecek kadar birikime ulaşmıştır.    Araştırmaların bu nedenle genel olmamakla birlikte özel yani spesifik alanlarda yapılması, tümevarımcı bir yöntem izlenmesi temel olmalıdır. Her araştırma ve incelemede olduğu gibi bu alanda da çeşitli sorunlar olacaktır. Fakat konu inanç olduğunda başka sorunlarla karşılaşırız. Bunlar: Dil, kaynak, görecelik (kültürel yorumlama), doğruluk vb. sorunlardır.

   Bizim çalışmamız müzik odaklı bir çalışma olduğu için diğer alanların sorunlarına değinmeği düşünmüyoruz. Çünkü böyle bir yönelim yazının boyutlarını ve konunun boyutlarını genişleteceği gibi, aynı zamanda haddimizi de aşmamıza neden olabilir. İslami kaynaklarda müzik konusu çeşitli tartışmalarla açıklanmaya çalışılmıştır. Biz yazımızda konuyu daraltmak ve okuyucuyu yormamak için tasavvuf müziği üzerinde duracağız.


   İSLAM VE MÜZİK

   Önceki yazımızda1 değindiğimiz tasavvuf kelimesi ve anlamı üzerinde durmadan kısa bir hatırlatma ile yetinelim. Kişinin inancı yorumlaması, bireysel olarak inanç sahibi olması ya da gizemcilik ile açıklanan bir kelimedir.2

   Tasavvuf müziğinin doğuşunu dini müziğin doğuşundan ayrı tutmak doğru değildir. Aslında her ikisi de dindışı müziğin sonrasındadır. "Gelişen musikinin din lehine istifade edilmesinden daha tabii bir şey olamazdı. Nitekim din dışı musikiye ait nağmelerin ve seslerin Kur'an'ın kıraatı üzerindeki tesirleri erken bir zamanda görülmeye başladı. Aynı zamanda "zühdiyat"ı, yani ilahileri de bu nağmelerle söyleme temayülü belirdi. Bu devrede Arap musikisi üzerinde Bizans ve İran musiki sanatlarının tesiri bariz bir şekilde kendisini gösterdiğinden aynı tesirler din dışı musiki vasıtasıyla Kur'an tilavetine ve ilahilerin: "Ehl-i Kitab" ve "Ehl-i Fısk"ın melodileriyle okunmaya başlandığını gören zühd ve takva sahibi Müslümanlar: 'Kur'an'ı ehl-i kitabın ve ehl-i fıskın melodileri ile okumak caiz değildir' tarzında bir prensip ortaya attılar ve bu prensibi daha sonra bir hadis şeklinde rivayete başladılar.Bu hadisin meali şudur: 'Kur'an'ı Arap dili musikisi (lühunü'l- arap) ile okuyunuz, fasık ve günahkarlarla ehl-i kitap olan Musevilerin İsevilerin nağmeler (lühun)inden sakınınız.3 Sayın Uludağ'ın çalışmasından da anlaşıldığı üzere müzik konusu islamiyet için önemli bir konu olmuş ve çeşitli görüşler ortaya çıkmıştır.

   Hicri II. Asır sonuna doğru zühd4 devri yerini Tasavvuf'a bırakmıştır. Bu devirde yavaş yavaş tarikat ve tekkeler doğmaya yaygınlaşmaya başlamıştır. Bu gelişmeler ile birlikte ortaya dini müzik çıkmış ve tasavvufta buna sema denmiştir. "...kuruluş halinde bulunan dini musiki daimi surette fıkıh ve hadis alimlerinin tenkidine (dış tenkid) maruz kaldığı gibi bütün zahidlerin ve hatta bazı sufilerin hücum hedefi olmaktan (iç tenkit) da kurtulamadı.    ...Tasavvufta 'Dini musiki' yerine ısrarla 'Sema' kullanılmıştır.5 Bu kullanımın çeşitli nedenleri vardır. En önemli nedeni ise, "keyf, ve nefis ehli ile karıştırıl"6masını istememişlerdir.

   Ünlü İslam bilgini Gazali ise müziğin kendisinin nötr olduğunu söyler. "...ahlaksızlığa yönlendirici ve gayri meşru olduğu tarzlar hariç, müziğin yasaklığına dair bir açık delil bulunmadığı"7 sonucuna varır. Ayrıca Gazali müziğin zamana, mekana ve içinde bulunulan gruba göre haram ya da helal olma durumunun değiştiğini söyler.

   Yukarıdaki görüşlerden anlaşılacağı gibi müziğin İslamiyet içinde yasak olmadığı kesindir. Müziğin insanları bir uyuşturucu gibi kötülüğe sevk etme durumu ortaya çıktığında ise yasağın sınırı başlamış olmaktadır.


   TASAVVUF MÜZİĞİ'NİN ÜLKEMİZDEKİ DURUMU

   Geleneksel müziğimizde iki ana ayrım bulunmaktadır. Birincisi enstrümantal müzik, diğeri ise edebi yanı olan sözlü müzik. Sözlü müziğin incelenmesi ve anlamlandırılması, edebi yanından ötürü kolaydır. Çünkü sözler, araştırmacıyı yönlendirme işlevi görür.

   Geleneksel müziğimizin İslamiyet ile birlikte gelişen formuna, dini müzik, tekke müziği, tasavvuf müziği vb. denir. Aslında ülkemizin kültürel durumu nedeni ile müzik türlerine yönelik adlandırmalar tam olarak yeterli değildir. Sınırlar keskin ve belirgin olmamakla beraber, kaba da olsa tür sınıflaması yapılmaktadır. Bu konuda en bilinen türler: Alevi-Bektaşi müziği, Mevlevi müziği, Tekke müziği ve Cami müziğidir. "Türk dini musikisi, nitelik bakımından cami musikisi ve tekke (tasavvuf) musikisi olmak üzere iki türde incelenmiştir."8 Cami müziği ile tekke müziğini ayıran en önemli unsur; enstrümandır. Cami müziği insan sesi dışında bir enstrüman kullanmaz (A capella). Tekke müziğinde ise enstrüman eşliğinde ibadet yapılır.    Oransay cami müziğini "Çalgıya hiç yer vermeyen, İslam dinsel metinlerini ezgileyip etkili kılmaktan başka amaç taşımayan bir musiki"9 diye tanımlar.10

   Geleneksel müziğimizin iki ana damarı, Halk ve klasik dediğimiz türleridir. Bu ayrımdaki tanımlamalar konusunda tam bir görüş birliği yoktur. Örn. Klasik müzik, saray müziği, sanat müziği vb. ile, halk müziği, bölgesel müzikler, etnik müzik vb. tanımlamalar yapılmaktadır.11 Genel olarak Türk müziği ve halk müziği bilinen ayrımdır.

   Tasavvuf müziği denilince akla, Türk müziği makamları12 ile icra edilen müzik gelir. Aslında bu müzik türünü de ikiye ayırmak mümkündür. Birincisi halkın yaptığı ibadetlerde kullandığı tür; daha çok Alevi'lerde görülür. İkincisi; Tekkelerde yapılan, Bektaşi, Mevlevi, vb. tarikat müzikleri. Mevleviler namaz dışında sema ile ayrıca müzikli ibadet yaparlar. "Ayin denilen bu besteler, her birine Selam denilen dört kısımdan meydana gelir. Güfte, genellikle Mevlana Celaleddin-i Rumi'nin şiirlerinden seçilir. Araya başka tasavvuf şairlerinin bazı şiirleri de katılabilir. Fakat şiir sahiplerinde yine Mevlevilik aranır. Mevlana'nın şiirleri Mesnevi veya Divan-ı Kebir isimli eserlerinden alınır. Bu şiirler Farsça olduklarından, ayin güfteleri de Farsça'dır."13 Ayinler dört kısımdan oluşur. Bunlara; birinci, ikinci, üçüncü ve dördüncü selam denir. "Ayin sırasında dönen yani sema eden dervişlere Semazen, çalan ve okuyanların oturduğu yere Mutrıb; mutrıbdaki müzisyenlere Mutrıb Hey'eti denir. Mutrıb'da görevlere göre de ayrım yapılır: Ney çalanlara Neyzen; kudüm çalanlara Kudümzen; ayin okuyanlara Ayinhan; nat okuyana Na't-han denir. Mutrıb hey'etinin başı Kudümzen başı'dır. Neyzenlerin başı Neyzen Başı'dır...14

   Diğer türler ise: Na't, durak, Mi'raciye, İlahi, şugul'dur. Ayrıca camilerde enstrumansız okunan mevlit, ilahi, kur'an'ın melodik okunuşu, Ezan vb. tasavvuf müziği içinde değerlendirilebilir.

   Aleviler geleneklerini cem ve muhabbetlerde şiir-müzik eşlikli ibadet ve toplantılar ile aktarırlar. Müzikli toplantılarda varolan hikayeleri ve geçmişe yönelik bilgileri aşıklar anlatır. Aleviliğin uzun yıllar konumları gereği kamusal alanda yok sayılması nedeni ile, Vahit Lütfü salcı bunların müziğini Gizli Müzik tanımlaması ile anlatır. "Halk edebiyatının açık kısmı Divan edebiyatçılarının ve Osmanlı lisancı ve terkibcilerinin gürültülerine ve tahakkümlerine boğularak iltifatsızlığa uğramış ve görünmemiş; gizli kısım ise alevi Türk kabilelerinin süregeldikleri (İslami Türk) gizli mezhepciliğinin gizli anane ve törelerine karışarak onlarla beraber meçhuliyete sürüklenmiş ve şimdi de kaybolmak üzere bulunmuştur."15 Aleviler müzikli ibadetlerinde halk müziği türünü kullanırlar.16 Bektaşilerden müzikal açıdan ayrıldıkları nokta makamsal müziktir. Aşıkların söylediği dini içerikli müzikli sözler, Alevi-Bektaşi pirlerinin, dedelerinin şiirlerinden alınmadır. Eşlik olarak bağlama kullanılmakta, hatta bağlamaya telli kur'an denmektedir. Fundamentalistler, bağlamayı ve müzik aletlerini şeytan icadı diye eleştirdikleri dönemde, Aşık Dertli, şu dizeleri ile yanıt vermiştir.

      Telli sazdır bunun adı
      Ne ayet dinler ne kadı
      Bunu çalan anlar kendi
      Şeytan bunun neresinde

   Alevi müziğinin tüm repertuarını tasavvufi bir boyuta indirgemek yanlış olur. Aleviler de günlük yaşamlarında mistik ögeler içermeyen türküler söylerler. Alevi müziğini de sözlü ve sözsüz diye ikiye ayırabiliriz. Sözsüz müzikte, tür olarak cuş havaları, peşrevler ve semahlar sayılabilir. Sözlü müzikte ise: deyiş, nefes, duvaz-ı imam, miraçlama vb. türler vardır.17

   
Kısa bir miraçlama örneği:

      Geldi cebrail çağırdı
      Hak Muhammed Mustafa
      Hak seni Mirac'a okur
      Davete kadir Huda
      .........

      Şah Hatayi'm vakıf oldu
      Bu sırrın ötesine
      Hakk'ı inandıramadı
      Özü çürük ervaha

   Geleneksel müziğimiz içinde tasavvufi yanı olan müziğimiz ibadet sırasında topluca ya da bireysel olarak varlığını sürdürmektedir. Değişen kültürel yapı müziğin melodik biçemini değiştirmekte sözler ise ağırlıklı olarak değişime direnmektedir. Dinsel-Tasavvufi müziğin en önemli unsuru olan ritm ve edebi yan müziğin efendisi olma özelliğini korumaktadır. Bu müzikleri anlamanın birincil koşulu o guruba ait olmak ya da mistik kodları çözmek için gerekli kültürel donanıma sahip olmak gerekir. Sonuçta; ibadet de bir çeşit katarsis işlevi görmekte, bunun aracısı, yapanlara göre değişmektedir.

   - Bu yazı www.turkuler.com adlı internet adresinden alınarak düzenlenmiştir.


    _____________
  1 Bknz. Vural Yıldırım. "Sufi Müziği- kavval Müziği-1" İnsancıl Dergisi. 2003-4
   2 Ayrıntılı bilgi için bknz. O. Hançerlioğlu. Dünya İnançları Sözlüğü. "Tasavvuf" Maddesi. İst: Remzi Kitabevi,1993. Muhyiddin İbn Arabi. Endülüs Sufileri (Çev: Refik Algan). İst: Dharma yay. 2002. İslam Ans. "Tasavvuf" Maddesi. İst: MEB. Yay. 1979. Cilt,12-1. S,26. Tanzimat'tan Cumhuriyet'e Türkiye Ans. İst: İletişim yay. 1985. S,978
   3 Süleyman Uludağ. İslam Açısından Musiki ve Sema'. Bursa: Uludağ Yay. 1976. S,207-208.
   4"zühd tasavvufun başlangıcıdır, sufiyane hayat zahidane hayat ile başlar. ...tasavvufi hayat doğmadan evvel İslam ruhani hayatına abid ve zahidler hakimdi."S. uludağ. Age. S,219.
   5 S. Uludağ. Age. S,228.
   6"...sema fizik ve fizyolojik bakımdan bir takım özellikler gösteren müzisyenlerin anladıkları musiki değildir. Onlar tamamen ruhani sırlara, manevi gerçeklere ve iç alemlerinde duydukları ulvi seslere de sema adını vermişlerdir. Hafiften sema, vicdanın sesini, ruhun sadasını dinleme, manasına gelir. Bu bakımdan sema'ın sınır ve şumülünü tesbit ve tayin bile mümkün değildir." S. Uludağ. Age. S,228, 231
   7 Losi lL. Faruki. İslam'a Göre Müzik ve Müzisyenler (Çev: Ü. Taha Yardım). İst: Akabe Yay. 1985. S,47
   8 Nuri Özcan. "Dini Musiki" Maddesi. Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ans. İst:1994. Cilt:9. S,359
   9 Gültekin Oransay "Cumhuriyetin İlk Elli Yılında Geleneksel Sanat Musikimiz" Cumhuriyet Dönemi Türkiye Ans. Cilt: VI. S,1496
   10 Dini formların ayrıntısı için bknz. İsmail Hakkı Özkan. Türk Musıkisi Nazariyatı ve Usulleri. İst: Ötüken Neşriyat. 1994. S,79-84
   11 Bknz. Vural Yıldırım. "Mutlu Torun İle Türk Müziği Üzerine". İst: Bağlam yay. Toplumbilim. 2001-12. S,51
   12 makamlar konusunda bir fikir sahibi olunması için örnek vereceğiz. Ayrıntılı bilgi edinmek isteyenler için 10 nolu dipnottaki kaynağı önerebiliriz.
   13 İ. Hakkı Özkan. Age. S,82
   14 İ. Hakkı Özkan. Age. S83
   15 Vahit Lütfü salcı. Gizli Türk halk Musikisi (Yayına Haz. Etem ütük). İst: Numune Matbaası. 1940. S,16
   16"Alevi-Bektaşi müziğinde: Hicaz, Hüseyni, Neva, Uşak, Rast, Saba gibi makamlar jullanılmaktadır; ancak bu adlandırma daha çok şehirlere özgüdür. Kırsal kesimde yaşayan Alevi-Bektaşi makam ve usule isim vermez. Ş. Urfa, G. Antep, Kırklareli, Tokat, Sivas vb. yörelerde 'Semah makamı', 'Duvaz makamı' gibi adlandırmalar yapılıyorsa da anlaşılacağı gibi bunlar, bir türün ezgisel yapısının bütünü için kullanılan terimlerdir." M. Duygulu. "Alevi-Bektaşi Müziği" Cem Dergisi. 91-7. S,24
   17 Ayrıntılı bilgi için bknz. İ. Cem Erseven. Aleviler'de Semah. İst: Ant Yay.1990

 
Oyla...  
 

Semerkand Dergisi'ni Takip Ediyor musunuz?
Evet
Hayır
Elime Geçerse Bir Karıştırıyorum

(Sonucu göster)


 
Ayın Konusu  
   
En Güzelden En Güzel Dua  
  Ey Rabbim! Acizlikten, tembellikten, korkaklıktan, cimrilikten, eli kolu dökülür derecede takatsızlıktan, kasvetten, gafletten, zilletten, azlıktan, meskenetten sana sığınırım. Fakirlikten, küfürden, fısktan, şekavetten, nifaktan, yapdığını insanların duyması ve met hetmeleri için yapmaktan, riyadan, sana sığınırım. Sağırlıktan, dilsizlikten, delilikten, cüzzamdan, abraslıktan ve kötü hastalıklardan sana sığınırım.
(Hadis-i Şerif)
 
Merhaba Ey Aşkı Baki  
 


 
Yarim Yarim  
 

Yarim Yarim

İşte gidiyorum yalan dünyadan
Vuslata ermeden sana doymadan
Dua et koşarak gelip arkamdan
Kabrimde göz yaşı dök yarim yarim

Bilmedim ne yaptım neydi ki suçum
Ağlarken göz yaşı dolar avucum
Mezarda bekliyor seni baş ucum
Seneden seneye gel yarim yarim

Bir acı kalbimin orda bir yerde
Dinmiyor sızısı çok derinlerde
Unuttun sormadın acep ne halde
Aklına düşersem sor yarim yarim

Ne idim ne oldum halim perişan
Gözümden gitmiyor suretin bir an
Gün olur gelip te beni ararsan
Mezarlık adresim bil yarim yarim 

 
Şu An 83 ziyaretçi buradalar.
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol